Bir çoğumuzun elinde ,eskiden kalma yırtık,deforme,yada çevresel faktörlerden dolayı görüntü kaybına uğramış fotoğraflar mevcuttur.Genelde siyah beyaz fotoğralar olmakla birlikte ,yakın döneme ait fotoğraflarımızdada bu tarzdan sorunlarla karşılaşıyoruz.Peki bu fotoğrafların tamiri mümkünmüdür ? Ya da bu resimleri en orjinal haline getirmek için ne gibi teknikler kullanılmalıdır ?
Elbetteki günümüz fotoğraf teknolojileri bir nevze olsun bu soruna çare üretmeye çalışmaktadır.Bazen gelişmiş photoshop prpgramlarıyla ,bazende ileri teknoloji fotoğraf sanatı konularıyla bu alanda çalışanların kendine göre ürettiği yöntemleri vardır.
Benim anlatmak istediğimde bütün bu yöntemler dışında ,birde karakalem çizim teknikleriyle ,görüntüsü bozuk,yetersiz,bulanık,çok eskimiş,zamana yenik düşmüş fotoğrafları bu şekilde ortaya çıkarmaktır Aşağıdaki örnek karakalem portre çizimi 1954 yılına ait hacı halil dedenin deforme olmuş fotoğrafını karakalem olarak kurşun kalemlerle çizilmiştir. İşte bu aşamadan sonra bu el işi çizim sacannerden taratılık dijital ortama aktarıldıktan sonra ,renklerdirmesi v.s diğer işleri yapılabilir.
Neden karakalem olarak çizilmelidir ?İşte çöznürlüğü düşük,eski,deforme fotoğraflar eğer tamir edilecekse,diğer adıyla netleştirilecekse öncelikle ustaca bir çizimden sonra üzerinde oynamalar yapılmasıdır.Nasılki dövme (tatto) yapanlar çizim öncesi karakalem çalışması isterlerse buda onun gibi.Daha iyi sonuç elde etmek için öncelikle hammadde olarak karakalem çizim öneririm.
Çözünürülüğü çok kötü ,deforme,bulanık,yırtık fotoğraflardan,çok yüksek çöznürlüklü ve detaylı fotoğraflar için karakalem ile çizim doğru bir yöntemdir.
Aşağıdaki örnekte Kore savaşına katılmış ve şehit olmuş bir Türk askerinin fotoğrafının düzenlenmesidir.Orjinal fotoğraftan da anlaşılacağı gibi o dönemdedi fotoğraf makinasıyla kısıtlı imkanlarla cekilmiş ,siyah beyaz ve çok yıpranmış,bozulmuş,detaylar kaybomuş vesikalık fotoğraftır.Karakalem portre çalışmasına başlamadan önce programlar desteğiyle çok azda olsa kontrastı ayarlamaya çalıştım.Ama detay olmadığı için program malesef hiç fayda vermedi o sebeple iş yine klasik yöntemlerle tamamen el ile ve deneyimlerden başka alternatif kalmadı.Çizimi yaparken benzerlik faktörlerini bire bir etkilyen faktörleri çok titiz çalışarak geçtim.Çünkü portre çizimerinde benzerik faktörlerini en çok etkileyen ,burun,dudak,göz çerçevesini çizerken ,eğerki miimetrik sapmalar yaparsanız o zaman kişi benzemez sadece andırır.Dünya'daki 7 milyar insan birbirine benzemiyorsa bunun sebebi milimetrik farklılıklardır.Örneğin bir karakalem portre yada yağlı boya portre yapılacaksa burada benzerliği en çok etkileyen faktörleri kısaca sıralarsak :
DUDAK : Dudak çizimlerinde benzerliği en çok etkieyen yerler,birincisi dudak orta çizgi yani üst dudakla alt dudağın birleşim yerinde oluşan çizgi.İkincisi üst dudağın orta kısmındaki V harfi şeklindeki orta kısmındaki birleşimdir.Elbetteki dudağın her noktası benzeriği etkiler ama bu iki kısım çok önemlidir.
BURUN : Burun kısmında benzerliği etkileyen en önemli yerler,birincisi burun kenar çizgileridir.burun kenarındaki çizginin virajından çok o kenarın tam yerini bulmaktır.Bunu bulmak içinde yüz kısımındaki diğer alanların orantısından bulabiliriz.Mesela eğer göz çizilmişse gözün hizasından burun kenar çizgisini bulabilirsiniz.Burunda diğer benzerlik faktörüde burun deliğidir.
GÖZ : Göz kısmında benzerliği en çok etkileyen gçz çerçevesidir.Tam doğru çıkarılırsa benzerliği yakalarız.göz yuvarlağının önemide var elbet daha azdır.
Karakalem portrede benzerliği etkieyen diğer önemi unsurda çene,yanak,alın oranlamasını doğru yapmaktır.Mesela burun kenarından kulağa kadarki mesafeyi doğru ayarlamazsak !!! Portre kişiye benzese bile kişinin iafadesive özünü tutturamazsanız.
Yukarıdaki portre çizimide Kore şehidimizin portresini düzenlemek amaçlı yaptığım bir çalışmadır.
Kore savaşı hakkında kısa bilgi :
25 Haziran 1950 tarihinde Kuzey Kore ülke yetkilieri ,Güney Kore'li askerlerin sınırı geçtiğini idda ederek başlattığı saldırı kanlı bir savaşın başlatmış oldu.Bunun üzerine ABD'nin çağrısıyla BM Güvenlik Konseyi, Kuzey Kore'nin Güney Kore'ye saldırmasıyla daha önce yapılan barışın bozulduğuna karar verdi. BM'nin saldırıyı durdurmak ve anlaşmazlığı barış yoluyla çözmek amacıyla yaptığı girişimleri hiçe sayan Kuzey Kore, Güney kore'nin başkenti Seul'e kadar ilerledi.
Gelişmeler üzerine BM tarafından, üyelerine yapılan acil çağrıda, Güney Kore'ye yapılan saldırının durdurulması ve bölgedeki barış ve güvenliğin sağlanması için yardımda bulunulması istenildi.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 16 ülke BM'nin çağrısına olumlu cevap verirken, bu ülkelerin gönderdiği birliklerce ortak bir “BM Kuvvetleri” oluşturuldu.
Genelkurmay Başkanlığımız, Kore'ye gönderilmek üzere bir komutanlık karargahıyla, üç piyade taburundan ve gerekli yardımcı birliklerden meydana gelen bir tugay ile 241'inci Piyade Alayı'nı görevlendirdi.
İskenderun Limanı'ndan gemilerle Kore'ye uğurlanan Türk askerleri,ailelerini derin bir endişeyle başbaşa bırakarak 7 bin kilometre ötedeki yardım çığlığına ses vermek için yola çıktı.
Büyük çoğunluğu 20-25 yaşları arasında olan Türk askerleri, 21 günde Kore'nin güney doğusunda bulunan Pusan Limanı'na ulaştı. BM Kuvvetlerine katılmasıyla her gittiği bölgede kahramanca mücadele eden Türk askerleri, Kanuri'de dört bir yanını saran düşman tümenine büyük zayiat vererek, alandan çıkmayı başarmıştır.
Ayrıca Sunchon Boğazı'nı da koruyarak BM ordusunu imha edilmekten kurtaran Türk tugayına, başarısından dolayı ABD Kongresi tarafından “Mümtaz Birlik Nişanı ve Beratı”, Güney Kore Cumhurbaşkanlığı tarafından da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne “Birlik Nişanı” verildi.
Kore Savaşı ancak 27 Temmuz 1953'te Sovyetlerin, ABD'nin önerileri kabul etmesiyle son buldu. Savaşın başından itibaren stratejik noktalarda görev alan Türk tugayı kendisine verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirdi ancak katıldığı muharebelerde 37 subay, 26 astsubay, 658 er olmak üzere toplam 721 şehit vermiştir.İşte onlardan biridi yukarıdaki çizdiğim portredeki askerimizdir.
